Siğiller HPV virüsünün yol açtığı bir enfeksiyondur. HPV virüsünün yaklaşık 200 türü vardır ve farklı HPV tipleri farklı deri bölgelerine daha çok yerleşebilir. Dünyanın her yerinde çok sık rastlanan bu enfeksiyon hem yerleştiği organın işlevlerini hem de görünümünü olumsuz etkileyerek kişinin psikolojisini bozar. Hasta doğru yanlış demeksizin bu dertten kurtulmak için her çeşit çareye başvurur. Bunun sonucunda da bir çok istenmeyen durumla karşılaşılır.
Siğiller Hangi Yaşlarda ve Vücudun Nerelerinde Görülür?
Tepeden tırnağa tüm deri yüzeyi ve deriye yakın mukozalara -dışa açılan organların yüzey epiteline- yerleşebilir.
Her yaş grubunda tüm bölgelerde görülmekle beraber çocuklarda daha çok el, ayak ve yüz bölgelerinde görülür. Genç ve orta yaş grubunda ise en çok anogenital bölgede, bunu takiben el, ayak, yüz, saçlı deri, diğer vücut bölgeleri ve mukozolarda görülebilir.
HPV Virüsü (Siğiller) Nasıl Bulaşır?
Bulaşma, farklı yaş grubu ve yerleşim bölgelerine göre değişim gösterebilmekle beraber genel olarak göl, akarsu, havuz, hamam gibi su kaynakları, toprak, hayvan ve insanlardan direkt ve dolaylı temasla gerçekleşir.
Genç ve erişkin yaş grubunda sıklıkla görülen genital siğiller (genital HPV enfeksiyonu) en sık cinsel ilişki yoluyla bulaşmaktadır.
HPV Virüsü Kansere Yol Açar mı?
Bazı HPV tipleri tarafından oluşturulan genital siğiller her iki cinste de kanserlere sebep olabilmektedir. Özellikle sigara içen kadınlarda bu oran daha da artar.
Erkeklerde oran kadınlar kadar sık olmamakla beraber penis ve oraferenks (ağız yutak bölgesi) kanserlerine yol açabilmektedir. Özellikle tekrarlayan enfeksiyonlarda bu ihtimal daha da artar.
HPV Aşısı Var mıdır? Ne Zaman ve Niçin Uygulanmaktadır?
Bazı HPV virüslerinin kadınlarda rahim girişi kanserine sebep olduğu bilindiğinden bir çok batı ülkesinde HPV aşısı kız çocukları için zorunlu aşılar arasına alınmıştır. Ülkemizde HPV aşısı zorunlu olmamakla beraber eşi ya da partnerinde genital HPV enfeksiyonu saptanan genç hanımlara HPV aşısı uygulanmaktadır.
Siğillerin (HPV Virüs Enfeksiyonlarının) Belirtileri Nasıldır?
Siğiller genellikle 1-2 mm ile 1-2 cm arası görülmekle beraber çok daha büyük boyutlara da varabilir. Çok farklı biçimlerde görülebilen siğiller aşağıdaki şekillerde karşımıza çıkabilir;
- Leke benzeri
- Ben benzeri
- Horoz ibiği şeklinde
- İpliksi çıkıntı şeklinde
- Fındık benzeri
- Ceviz benzeri
- Böğürtlen şeklinde
- Et görüntüsünde
- Nasır benzeri
Renkleri aşağıdaki şekillerde olabilir;
- Deri renginde
- Sarı tonlarında
- Kahverengi tonlarında
- Kırmızı tonlarında
- Siyaha yakın
Bazen alışılmışın dışında görünümlerle karşımıza çıkabilir ve ayırıcı tanıda zorluk oluşturabilir.
Siğiller Kişinin Görünümünü ve Psikolojisini Nasıl Etkiler?
Yukarıda özetlendiği şekilde tüm vücut bölgelerinde çok farklı sayı, boyut ve biçimlerde yerleşebilen bir hastalık olarak vitrin organımız olan derinin görüntüsünü ve işlevlerini bozmakta, psikolojiyi ve cinsel yaşamı olumsuz yönde etkilemektedir. Özellikle uzun süre tedavisiz kalan hastalarda depresyona varan durumlarla karşılaşılabilmektedir. Bu yüzden doğru ve erken tanı ve tedavi hastayı bu kısır döngüden çıkarmak bakımından büyük önem arz etmektedir.
Siğillerin Tanı ve Tedavisinde Önemli Hususlar Nelerdir?
Hastaların ilk değerlendirilmesi ve tanı konulması mutlaka dermatoloji uzmanı tarafından yapılmalıdır. Tüm kıllı ya da kılsız deri bölgelerinin tedavi işlemlerini de dermatolog hekim uygular. Bununla birlikte oraferangial (ağız yutak) yerleşimde KBB uzmanı, mesane ve idrar yolu yerleşiminde -sistoskopik yöntemle- üroloji uzmanı, vajinal yerleşimde jinekoloji uzmanı, kalın bağırsak yerleşiminde genel cerrahi uzmanından yardım alınmalıdır.
Lezyonların sayısı, büyüklüğü, yerleşim yeri ve kişinin özel durumuna göre en uygun tedavi dermatoloji uzmanı tarafından belirlenir ve uygulanır.
Günümüzde dermatologların en sık kullandığı tedavi yöntemleri radyofrekans tedavisi, kriyoterapi ve ablatif lazer uygulamalarıdır.
Maalesef zaman zaman ehil olmayan kişiler tarafından yanlış tedavi yöntemlerinin uygulandığını görebilmekteyiz. Bu durum tedavinin uzamasına, hastalığın yayılmasına ve gereksiz yara yanık izlerine sebebiyet vermektedir.
Özellikle genital yerleşimde nüksler sıklıkla görüldüğünden hastaların uzun süreli takibi gerekmektedir.
Görülme sıklığının zamanla arttığını gözlemlediğimiz HPV enfeksiyonlarının doğru tanı ve tedavisi hem kişi hem de toplum sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir. Diğer yandan erken tanı ve tedavi hem tedavi sürecini kolaylaştırmakta hem aile ve yakın çevre açısından riskleri azaltmaktadır.