Toplumda çok yaygın görülse de adı halk arasında pek bilinmeyen Molluskum Kontagiozum bulaşıcı bir deri hastalığı olup görülme sıklığı son yıllarda daha da artmaktadır. Hastalıkta görülen inciye benzeyen deri belirtileri genellikle kaşıntı ve ağrı gibi rahatsızlıklara yol açmaz. Ancak görüntüsü ile hastayı ve çevresindekileri rahatsız eder. Tedavi edilmezse çoğalır, büyürler ve diğer insanlara hastalığın bulaşması için kaynak oluştururlar. Buna rağmen hastalık hangi aşamada olursa olsun hastaya uygun seçilen doğru tedavi yöntemlerinin sonuçları yüz güldürücüdür.
Molluskum Kontagiozum (MK) Nedir?
Molluskum kontagiozum virüslerin oluşturduğu bulaşıcı bir deri hastalığıdır. Hastalığa sebep olan mikrop Poksvirüstür. Bu virüsler çevreden kişiye bulaşabileceği gibi hasta deri bölgesinden sağlam deriye de sıçrayabilir. Mikrop bulaştıktan sonra genellikle birkaç haftalık bir kuluçka süresinden sonra belirtiler ortaya çıkar. Kuluçka süresi nadiren altı ayı bulabilir. Hastalığın oluşturduğu belirtiler çoğu hastada küçük ve çok sayıda daha nadiren büyük ve az sayıdadır.
Molluskum Nasıl Bulaşır?
Hastalığı oluşturan mikroplar hasta insanlardan ya da çevreden direkt temas yoluyla ya da ortak çamaşır, havlu, mendil, çorap vb. kullanımıyla dolaylı olarak bulaşabilir. Mikrop kişiye bulaşıp deriye yerleştikten sonra zamanla sağlam başka deri bölgelerine de yayılarak lezyonların çoğalmasına ve büyümesine sebep olur. Erken dönemde tedavi edilmezse kardeşler arası, eşler arası, ebeveyn ve çocuklar arası gibi aile bireylerinin mikrobu birbirlerine bulaştırmaları mümkündür.
Molluskum’un bulaşmasını ve yayılmasını kolaylaştıran faktörler şunlardır;
- Cinsel ilişki
- Aşırı terleme (Hiperhidroz)
- Deri çatlakları ve deri kuruluğu (Kserozis)
- Egzama, mantar veya sedef hastalığı gibi başka deri hastalıklarının mevcudiyeti
- Ortak havuz, hamam, banyo ve tuvalet kullanımı
- Ortak eşya ve giysi kullanımı
- Bağışıklığı baskılayan ilaç kullanımları
- Bağışıklık yetersizliği oluşturan hastalıkların mevcudiyeti
Molluskum Belirtileri Nelerdir?
Hastalık deriye bulaştıktan ve genellikle birkaç hafta süren kuluçka süresi tamamlandıktan sonra belirtiler ortaya çıkar. Bunlar tek veya çok sayıda, yuvarlak, üzeri pürüzsüz, yarısı deri içine gömülü yarısı dışarıda (hemisferik), ortası göbekli ve katı kabartılardır. Kabarıklıkların çöküntülü olan ortasında peynirimsi (kazeöz) bir tıkaç bulunur. Bu belirtiler saf hali ile genellikle kaşıntı ve ağrıya yol açmaz. Bazı hastalarda belirtilere kaşıntı eşlik edebilir. Ancak bakteri ilave olursa ağrılı bir durum ortaya çıkar. Nadiren tek büyük lezyonlarda boynuz şeklinde küçük uzantıları bulunabilir.
Yerleşim Yeri
Belirtilerin yerleşim yeri genellikle yüz, boyun ve genital bölgedir. Bunu takiben eller, kollar, gövde ve bacaklarda da görülebilir. Çocuklarda daha çok yüz, boyun veya gövde; erişkinlerde daha çok genital bölge yerleşimi görülür.
Renkleri
Belirtilerin rengi ve şekli genellikle inciye benzer. Ayrıca deri rengi, açık pembe, bej ve açık gri renklerde de olabilir.
Şekilleri ve Büyüklükleri
Büyüklükleri genellikle 1-6 mm arasındadır. Nadiren 10-15 mm’ye kadar büyüyebilirler. Bunlara ‘Dev Molluskum’ denir ve başka deri hastalıkları ile sıklıkla karıştırılır.
Derideki kabarıklıkların boyutları önceleri 1 mm’den küçükken aylar içinde bezelye büyüklüğüne ulaşır. Kabartıların yüzeyi pürüzsüzdür. Başlangıçta sert olan lezyonlar olgunlaştıkça genellikle yumuşar. Saf hali ile beyaz-bej arası renkte olan lezyonlar üzerine bakteri eklenirse kızarmaya ve daha büyüyerek çıbana benzemeye başlar. Böyle olunca çıban ile karıştırılabilir.
Sayıları
Deri döküntüleri genellikle küçük ve çok sayıdadır. Çoğu hastada sayıları otuzu geçmez. Ancak nadiren yüzlerce sayıya ulaşıp yaygınlaşabilirler. Bazen 3-15 tanesi yan yana gruplar oluşturabilir. Bazen de tek büyük nodül şeklinde karşımıza çıkabilir.
Molluskum En Sık Kimlerde Görülür?
Molluskum kontagiozum her yaş grubunda oluşabilmekle beraber çocuklarda ve genç erişkinlerde daha fazla karşımıza çıkar. Erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. 1 yaş altında ve 60 yaş üzerinde nadiren rastlanır.
Molluskum Kendiliğinden Geçer mi?
Bazı vakalarda nadiren de olsa belirtiler kendiliğinden kaybolabilir. Tedavi olmayan çoğu hastada belirtilerde büyüme ve çoğalma görülür. Hastalığın kendiliğinden geçmesi istisnai bir durum olduğundan hastaların kendini riske etmemesi ve belirtiler başlar başlamaz hekime muayeneye gitmesi gereklidir.
Molluskum’un Komplikasyonları Nelerdir?
Tedavi edilmediğinde en önemli sorun belirtilerin büyümesi, sayıca çoğalması ve hastalığın başkalarına bulaşabilmesidir. Bunların dışında tedavi edilmediğinde şunlar oluşabilir;
İkincil Enfeksiyon (Sekonder Enfeksiyon): Belirtilerin üzerine bakteriler ilave olur. Molluskum kabarıklıkları büyüyerek nohut benzeri kızarık bir nodül halini alır. Nodülün etrafı da kızarıktır ve lezyon ağrılıdır. İkincil enfeksiyon olursa genellikle çıban ve sivilce ile karıştırılır.
Molluscum Etrafında Egzama Benzeri Görünüm (Perilezyoner Dermatit): Bazı hastalarda virüsün toksik maddelerine karşı vücut aşırı duyarlılık geliştirebilir. Bunun sonucu molluskum belirtilerinin etrafında egzama benzeri görünüm oluşabilir.
Gözde İltihaplanma (Konjonktivit): Belirtiler özellikle çocuklarda kirpik dibine yerleştiğinde nadir de olsa konjonktivite yol açabilir.
Hangi Deri Hastalıklarıyla Karıştırılabilir?
Molluskum kontagiozum kendine has belirtileriyle tecrübeli bir dermatoloji hekimi tarafından kolayca teşhisi konulabilecek bir hastalıktır. Ancak farklı büyüklük, sayı ve renklerde karşımıza çıkabilen molluskum, her biri farklı tedavi gerektiren aşağıdaki deri hastalıkları ile karıştırılabilmektedir;
- Milia (Yüzde küçük beyaz kitleler)
- Verruca Vulgaris (Siğil)
- Bazal hücreli karsinom (Bir tür deri kanseri)
- Folikülit (Kıl dibi iltihabı)
- Keratoakantom (Bir tür deri tümörü)
- Çeşitli Adenomlar (Bir tür iyi huylu tümör)
- Hidrokistoma (Ter bezinden gelişen kist)
- Bazı miliyaryalar (Bazı İsilikler)
Molluskum Nasıl Teşhis Edilir?
Klinik belirtileri çok tipik olan molluskum kontagiozumun tanısı bir dermatoloji hekimi tarafından sadece dermatolojik muayene ile konabilir. Ayrıca laboratuvar incelemeye gerek yoktur.
Molluskum Tedavisi Nasıldır?
Bir dermatoloji hekimi molluskumlu bir hastayı tedavi ederken şunları amaçlar;
- Deriye gömülü ve içi mikropla dolu molluskum kabartılarını hiç kalıntı bırakmadan temizlemek
- Tedavi yapılırken etraftaki sağlam dokuya zarar vermemek
- Olabilecek en hızlı ve estetik sonucu elde edilmeye çalışmak
- Komplikasyonlara yol açmamak
Eğer hasta geldiğinde ilave bakteriyel enfeksiyon belirtileri varsa öncelikle antibiyotik tedavisi uygulanmalı ve bu bakteriyel enfeksiyon tedavi edildikten sonra molluskum tedavisine başlanmalıdır.
Tedavi Yöntemleri
Molluskum tedavisinde Dermatoloji hekimi hastanın yaşına, psikolojisine, lezyonların sayı, büyüklük ve biçimlerine göre hasta için en etkili ve estetik sonucu hangi yöntem ile elde edeceğini düşünürse onu seçer. Tedavide aşağıdaki yöntemlerden birini uygulayabilir;
- Küretaj (kazıma)
- Ekstirpasyon (cihaz yardımı ile çıkarma)
- Topikal (dıştan uygulanan) jel, krem ve solüsyonlar
- Ablatif Lazer
- Kriyoterapi
- Elektrokoter
- Radyofrekans Tedavisi
Tedavi Sonrası
Tedavi sonrası hastaya evde dıştan deriye uygulayacağı antiseptik solüsyon veya kremler reçete edilir. Yaygın lezyonlu vakalarda belli süre ağızdan antibiyotik verilebilir. Hasta tam olarak iyileşme gerçekleşene kadar hekim tarafından uygun görülen aralıklarla kontrole çağırılır. Hastanın kontrol zamanlarına riayet etmesi komplikasyonsuz ve hızlı tedavinin gerçekleşmesi için önemlidir.
Genital Yerleşim
Belirtiler genital bölgeye yerleştiğinde iyileşme gerçekleşene kadar cinsel ilişki yasaklanır. Genital yerleşimde eşlere bulaştırma sık olduğundan eşlerin de aynı zamanda tedavi olmaları gereklidir.
Çocuklarda Tedavi
Erişkin hastalarda tedavi süreçleri çok rahat ve kolay gerçekleştirilebilir. Ancak çocuk hastalarda durum farklıdır. Özellikle çok sayıdaki lezyonlarda ve yüz, kirpik dibi gibi hassas bölgelerdeki yerleşimlerde bazen çocuğa bağlı, bazen anne-babaya bağlı tedavi zorlukları yaşanabilmektedir. Çok sayıdaki lezyonlarda bölgesel (lokal) anestezi için çocuk hasta ya da yakınlarında çekince mevcut ise hastanede genel anestezi altında yapılan uygulamalar tercih edilebilir.
Tedavi Sonrası Yara İzi Kalır mı?
Çoğu hastada kabartılar küçük olduğundan iz bırakmadan iyileşme gerçekleşebilmektedir. Ancak belli bir büyüklüğün üstündeki ve komplikasyonlu vakalarda bir miktar yara izi kalabilir.
Molluskum Tekrarlar mı?
Dermatoloji hekimi tedavi sırasında tespit edebildiği kadarıyla hastalığın oluşturduğu kabartıların tamamını temizler. Ancak bazıları gözle görülemeyecek mikrometrik boyutlarda olabilir. Bu yüzden görülenler tedavi edildikten sonra yeni gelişme olup olmayacağının tespiti için birkaç ay hasta kontrolüne devam edilmesi uygun olacaktır. Bu sürede yeni çıkanlar olursa bunlar da tedavi edilir.
Diğer yandan hastalığı oluşturan virüs hasta insanlardan ve çevreden bulaştığı için tam tedavi gerçekleşse de mikrop tekrar kapılarak molluskum oluşması mümkündür. Yani ömrümüz boyunca farklı zamanlarda birden çok sayıda geçirilebilir.
Tüm bu bahsedilenlerden anlaşılacağı üzere adı çok bilinmese de molluskum kontagiozum sık rastlanan önemli bir deri hastalığıdır. Hastalar, çok küçük olduklarında ya da kılların arasına yerleştiğinde belirtileri fark etmeyebilirler. Bazen fark etseler de ağrı, kaşıntı gibi belirtiler olmazsa önemsemez ve hekime gitmeyi erteleyebilirler. Eğer böyle ihmaller olursa molluskum belirtileri büyür ve vücuda yayılırlar. Ayrıca tedavi olmayan hastalar diğer aile bireylerine ve topluma hastalığı bulaştırabilirler. Bu yüzden hastalık başlar başlamaz hekime başvurulması hem daha hızlı ve estetik sonuçların elde edilmesini sağlayacak hem de mikrobun toplumda yayılmasını önleyecektir.